GULce edebiyata hos geldiniz
  Ata Sözleri
 




Herkesin aklı bir olsa koyuna çoban bulunmaz.

Sevilmedik ot, insanın başucunda biter.

Para iyi bir uşak, kötü bir efendidir.

Emek olmadan yemek olmaz.

Her yokuşun bir inişi vardır.

Emanet atın dişi arpa yerken kırılır.

Öfke gelir gider, kelle gider gelmez.

Okumayı sevmeyene dokuz hoca az
Gecinmeyi bilmeyene dokuz koca az

Demir nemden insan gamdan cürür

Dost yüzünden, düşman gözünden belli olur

Eken bicer, konan göcer

3 şey gizlenemez:aşk,duman,yoksulluk

Abdal ata binince bey olduğunu sanır.

İşi olmayanın aşı olmaz.

Herkesin hamuru ekmeğine göredir.

Herkesin yorulduğu yere han yapılmaz.

Evlenmeden evvel gözlerinizi dört açın. Evlendikten sonra yarı yarıya kapayın.

Kadın gölge gibidir, kendisini takip edenden kaçar önünden gidenin arkasından koşar.

Dikenler arasında güller yetişir.

Kadınlar gülebildikleri zaman gülerler, istedikleri zaman ağlarlar.

Bir adam en çok sevgilisini, en iyi şekilde ailesini, en uzun da annesini sever

Biri sizi bir kez aldatırsa suç onundur. İki kez aldatırsa suç sizindir.

İlk karını sana Allah, İkinci karını insanlar, üçüncüsünü ise şeytan gönderir

Hiç bir mutfak iki kadını alacak kadar zengin değildir.

Taşı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir.

Yatağa yattığım zaman, problemlerimi elbiselerimde bırakırım.

Açıklamalı Atasözleri;

Adam olana bir söz yeter:

Dürüst, anlayışlı ve iyi ahlâklı kimselere bir şeyi bir defa söylemek yeterlidir. İstenileni yapmak için tekrar tekrar ikaz etmek zorunda kalınan insanlarda akıl, ahlâk veya kişilik yönünden eksiklik var demektir. Bir konuda anlayışsızlık göstermek art niyet belirtisidir.

Bir kimseye bir iş yaptırmak bir öğüt vermek veya doğru yolu göstermek hususunda yakınırken söylenir.

Az söyle, çok dinle:

Konuşmak insanoğluna bağışlanan nimetlerin en büyüklerindendir. Buna rağmen yerinde ve uygun konuşma, herkesin başaramadığı bir meziyettir.

Sözün en güzeli, az ve öz olanıdır. İnsanın karşılaştığı kötü durumların pek çoğu dili yüzündendir. Çok konuşan çok hata yapar. Sırf konuşmuş olmak için veya gereksiz yere konuşanların başı dertten kurtulamaz. Oysa az konuşup çok dinlemenin pek çok yararları vardır. Gerekmedikçe konuşmamak bir saadet, çok dinlemek de bir erdemdir. Herkesin bu kurala uyması gerekir.

Çok konuşanlara tembih, yetişme çağındaki insanlara tavsiye için söylenir.

Büyük lokma ye (de) büyük söyleme:

Başkalarını eleştirirken onları kınamamak gerekir. Eleştiriler genellikle yapıcı olmalı, hele hele kendimizi eleştirilen kişiden asla üstün görmemelidir. Büyük konuşmak insanın değerini azaltır. Kaldı ki başkalarını kınayan kişi çok zaman aynı duruma kendisi de düşmüştür. Ayıplamak, ayıplanan durumu davet etmek gibidir.

Kendilerini üstün görme çabasıyla başkaları aleyhinde atıp tutanlara bir tembih sözü olarak söylenir.

Derdini söyleyemeyen, derman bulamaz:

Çaresizlik içinde bocaladığımız birçok durumlar vardır ki başkalarına açılamadığımız için bir çıkış yolu bulamayız. İnsanın tek başına halledemeyeceği müşküller olabilir. Bu durumda bize yardımı dokunabilecek birisine müracaat etmek kaçınılmazdır. Aksi takdirde içe gömülen dertler, kişileri ruh bunalımlarına sürükleyebilir.

Zor anlarda bir yol gösteri aramanın gerektiğini vurgulamak için söylenir.

Dilin kemiği yoktur:

Kişiler değişik zamanlarda apayrı fikirleri savunabilir; bugün kara dediklerine yarın ak diyebilirler. Konuşmak kolaydır, atıp tutmak da. Ama iş icraata gelince söyleneni yapmak güçleşir. Hele hele kötü sözler söyleyip tehditler savurmak asla hoş görülmez.

Uygunsuz ve kabul edilemeyecek sözler söyleyen kişiler hakkında kullanılır.

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar:

Toplumlar genel eğilimlerine göre sosyal hayatlarını düzenlerler ve toplumun genel gidişatı bireyleri de etkiler. Herkesin yalancı, düzenbaz, ahlâksız olduğu bir toplumda birilerinin dürüst, doğru ve iyi olması hazmedilemez. Daima hakkı, haklıyı gözeten doğruyu söyleyen böyle kişiler, başkalarının çıkarlarına engel oldukları için dışlanırlar ve zulüm görürler. Ne olursa olsun doğrudan ayrılmamak gerekir. Başkaları bana zarar verir korkusuyla gerçekleri söylememek, toplumları yıkan en kötü hastalıktır.

Hak’tan yana olup doğruyu söylediği için zarar gören insanları teselli amacıyla söylenir.

Doğru söz acıdır:

Kötü davranışları alışkanlık edinen ahlâksız insanlar bile ahlâklı ve dürüst olmayı ister, böyle görünmeye can atarlar. Çünkü çıkarları bunu gerektirir. Bir gün birinin çıkıp onlar hakkındaki gerçekleri bütün çıplaklığıyla söylemesi onlara çok acı gelir. Ancak yine de doğru sözü söylemekten kaçınmamalıdır.

Menfaate dokunan gerçeklerin söz konusu edildiği zamanlarda söylenir.

Laf torbaya girmez:

Ağızdan çıkan bir sözün hiç söylenmemiş gibi gizlenmesi imkânsızdır. Onu duyan kişiler üzerinde, iyi veya kötü mutlaka bir etki yapar ve yayılır. Bu durumda pişman olunan sözler, söyleyen kişilere zarar verir. O hâlde her sözü düşünerek söylemek, önünün ardını hesap etmek gerekir. İstenmeyen durumlarla karşılaşmamak için sözlerimize çok dikkat etmeliyiz.

Söz söylerken iyi düşünmenin ve temkinli davranmanın gerekliliğini anlatmak üzere söylenir.

Leyleğin ömür laklakla geçer:

Aylak kişiler zamanlarının çoğunu konuşmakla geçirirler. Oysa bu gevezeliklerinden hiçbir yarar elde edilemez. Bilakis zaman boşa tüketilmiş, yapılması gereken işler yapılamamış olur. Hiçbir iş yapmadan ileride yapacağı işleri anlatan; ama hiçbirini yapmaya yanaşmayan ince insanlar vardır ki başkalarını meşgul etmekten öte bir meziyetleri yoktur. Bu türden kişilerin çenesine takılarak zamanımızı boşa harcamamalıyız.

Boş konuşmayı ve atıp tutmayı kendine huy edinen kişiler hakkında söylenir.

Marifet iltifata tâbidir:

Kişilerin başarıları takdir edildiği ve karşılığı verildiği müddetçe daha iyi sonuçlar elde edilir ve başarıların devamı sağlanır. Çok kaliteli bir mal üreten kişi, eğer o mala alıcı bulamıyorsa başarısının bir anlamı yoktur. Kişilerin yararına kullanılmayan başarılar devamlı olamaz.

Beceri ve başarıları ödüllendirmek gerektiğini vurgulamak üzere söylenir.

------------ALFABATEKİK ATA SÖZLERİ--------------
Abanın kadri, yağmurda bilinir.
Abdestsiz sofuya namaz dayanmaz.
Acele ise, şeytan karışır.
Acele yürüyen yolda kalır.
Acemi katır kapı önünde yük indirir.
Acı acıyı bastırır, su sancıyı.
Açık yaraya kurt düşmez.
Acıkan doymam, susayan kanmam sanır.
Acındırırsan arsız, acıktırırsan hırsız olur.
Aç ayı oynamaz.
Aç bırakma hırsız edersin, çok söyleme arsız edersin.
Aç koynunda azık durmaz.
Aç köpek fırın yıkar.
Aç tavuk rüyasında kendini darı ambarında görür.
Aça dokuz yorgan örtmüşler, yine uyuyamamış.
Açın imanı olmaz.
Açın karnı doyar gözü doymaz.
Açlık ile tokluğun arası bir dilim ekmek.
Adam eşeğinden, kadın döşeğinden belli olur.
Adamak kolay, ödemek güçtür.
Adamakla mal tükenmez.
Adamın iyisi iş başında belli olur.
Ağaca balta vurmuşlar “sapı bedenimden” demiş.
Ağaca çıkan keçinin doğurduğu oğlak dala bakarmış.
Ağaca dayanma kurur, insana güvenme ölür.
Ağaç ne kadar meyve verirse, dalı o kadar yere eğilir.
Ağaç ne kadar uzarsa uzasın göğe değmez.
Ağaç ne kadar yüksek olsa da yaprakları yere düşer.
Ağaç yas iken eğilir.
Ağaçtan maşa Yörükken paşa olmaz.
Ağır kazan geç kaynar.
Ağır tas batman döver.
Ağız yemeyince yüz utanmaz.
Ağlama ölü için, ağla deli için.
Ağlamayan çocuğa meme vermezler.
Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.
Ağlayak da gözden mi olak?
Ağrısız baş mezarda gerek.
Ağzı açık ayran delisi.
Ahmak misafir ev sahibini ağırlar.
Ak akçe kara gün içindir.
Ak koyunun kara kuzusu da olur.
Akan su yosun tutmaz.
Akçe bulsam, çıkı yok
Akıl akıldan üstündür.
Akıl yasta değil baştadır.
Akıllı düşünene kadar, deli oğlunu evermiş, torunu olmuş.
Akıllı evladın var, neylersin mali, akılsız evladın var neylersin mali?
Akılsız bastan sefil taban ne çeker.
Akılsız başın cezasını ayaklar çeker.
Akılsız köpeği yol kocatır.
Akılsızın şaşkını beyaz giyer kış günü.
Akrabanın akrabaya ettiğini akrep etmez.
Akranıyla konuşmayanın sesi, semadan gelir.
Akşam gelen misafirin, yiyeceği bulgur sıkısı, yatacağı ahır sekisi.
Akşamın hayrından sabahın şerri hayırlıdır.
Al elmaya tas atan çok olur.
Al yakışırken, el bakışırken.
Alacağın bir iğne, çeliğin okkasını orantıya vurursun.
Alışmış kudurmuştan beterdir.
Alim unutmuş, kalem unutmamış.
Allah aptala eşeğini kaybettirir, sonra buldurup sevindirir.
Allah şaşırttı mı, dayıya hala dedirtirmiş.
Allı yelek, pullu yelek, canfes neye gerek?
Alma mazlumun ahini çıkar aheste aheste.
Altın esik gümüş eşiğe muhtaçtır.
Altın yere düşmekle pul olmaz.
Altının kıymetini sarraf bilir.
Anan turp, baban şalgam, sen içinde gülbe şeker.
Ananın bastığı yerde yavru ölmez.
Anasına bak kızını al, astarına bak bezini al.
Anlayana Sivrisinek saz anlamayana davul zurna az.
Aptal düğünden çocuk oyundan usanmaz.
Aptalın karnı doyunca gözü yolda olur.
Ar gözden, kar yüzden anlaşılır.
Ar namus tertemiz.
Arap eli öpmek, dudak karartmaz.
Arayan belasını da devasını da bulur.
Ari satmış namusu tellala vermiş.
Arife günü yalan söyleyenin, bayram günü yüzü kara çıkar.
Arkadaş dediğinin gölgesinde suç islenir.
Arkadaşlık pazara kadar değil mezara kadardır.
Arkalı it kurdu boğar.
Armudu sapıyla, üzümü çöpüyle, pekmezi küpüyle.
Arpa ekinde buğday bekleme.
Asil azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, aslı ayrandır.
Aslan yattığı yerden belli olur.
Aslında olan tırnağına getirir.
Aş sabahın iş sabahın.
At alırsan yazın, deve alırsan güzün, avrat alırsan gezin ha gezin.
At binenin kılıç kuşananındır.
At ile avrat yiğidin ikbalindendir.
At karnından, yiğit burnundan bellidir.
At olacak tay yürüyüşünden belli olur.
At ölür de, itler bayram eder
At sahibinin altında kişner.
At ver hısım ol, kız ver hasım ol.
At, sahibine göre kişner.
Ata et, ite ot verilmez.
Atasözü tutmayan, uluya uluya kalır.
Ateş düştüğü yeri yakar.
Atın iyisi arkadan gelmez.
Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.
Atın ölümü arpadan olsun.
Atlar tepişirken arada eşekler ezilir.
Atlı, itli sığmış, bir çocuk sığmamış.
Av alma, komşu al.
Avradı er zapdetmez, ar zapt eder.
Ay bozmaz, süt kokmaz. Kokarsa ayran kokar, çünkü aslı süttür.
Ayağa dokunmadık taş, başa gelmedik iş olmaz.
Ayağın sığmayacağı yere baş sokulmaz.
Aydan gelen halı üstüne, günde gelen kül üstüne.
Aylak sirke baldan tatlıdır.
Az sabırda, çok keramet vardır.
Az tamah, çok ziyan getirir.
Az yasa, uz yasa, akıbet gelecek basa.
Azıtmış, kudurmuştan beterdir.

Baba koruk yer oğulun dişi kamaşır.
Baba mirası yanan mum gibidir.
Baban bana öğüt verirken, ben inek gözünde kırk sinek saydım.
Babası ölen bey, anası ölen kadın olur.
Bağ dua değil, çapa dua ister.
Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun.
Bağlı aslana tavsan bile hücum eder.
Baht olmayınca basa, ne kuruda biter, nede yasta.
Bakacağın yüze sıçma, sıçacağın yüze bakma.
Bakkal ölenin borcunu, diriye ödettirir.
Bakmakla usta olunsa köpekler kasap olurdu.
Bal döksen yalanır.
Bal olan yerde sinek de bulunur.
Bal, bal demekle ağız tatlanmaz.
Bana benden olur, her ne olursa, başım rahat bulur, dilim durursa.
Bas basa, bas da padişaha bağlıdır.
Baskın basanındır.
Baskısız yongayı yel alır.
Bastığın yer bayram olsun.
Başıma uymayan takke elin olsun.
Başındaki fese bak, girdiği kümese bak.
Başını ecemi berbere teslim eden, cebinde pamuk eksik etmesin.
Bazen inek, erkek; bazen de dişi doğurur.
Bekâr gözü ile kız alınmaz.
Bekâra karı boşamak kolaydır.
Beleş peynir fare kapanında bulunur.
Belli düşman, gizli dosttan yeğdir.
Benden sana öğüt, ununu elinle öğüt.
Benim adım Hıdır, elimden gelen budur.
Benim sakalım tutuştu, sen cigara yakmak istersin.
Besledik büyüttük danayı, şimdi tanımaz oldu anayı, babayı.
Beş kuruşluk fener o kadar yanar.
Bilinmedik iş ya karın ağrıtır ya baş.
Bilmediği beş vakit namaz, bilirde yanına varmaz.
Bin bilirsen bir bilene danış.
Bir adamın adı çıkacağına, canı çıksın.
Bir ağaçtan, oklukta çıkar boklukta.
Bir bulutla kış gelmez.
Bir dalın gölgesinde bin koyun eğlenir.
Bir dirhem et, bin ayıp örter.
Bir elin verdiğini, öbür elin duymasın.
Bir koyun başı pişinceye kadar, kırk kuzu başı pişer.
Bir nalına vurur, bir mıhına.
Bir yerim diyenden birde yemem diyenden kork.
Biri eşikte, biri beşikte.
Bitli baklanın kör alıcısı olur.
Bize gelince yiyip içelim, size gelince gülüp gecelim.
Borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmektir.
Boşboğazı cehenneme atmışlar, ‘odun yaş’ diye bağırmış.
Boşboğazın sigarası yanmaz.
Bugünkü tavuk, yârinki kazdan iyidir.
Buyurulmadık yumuşu puşt oğlan tutar.
Büyük ekmek, büyük bezeden olur.
Büyük lokma ye, büyük laf etme.

Cahille arkadaş olma küstürün, cam kırığıyla kıçını silme kestirirsin.
Cami ne kadar büyük olursa, imam yine bildiğini okur.
Can boğazdan gelir.
Can çıkar huy çıkmaz.
Canı kaymak, isteyen mandayı yanında taşır.
Cani yanan eşek atı geçer.
Cinsinde olan tırnağında getirir.

Çağrılmadık yere, çörekçi ile börekçi gider.
Çıkmadık candan, umut kesilmez.
Çıngıraklı deve kaybolmaz.
Çıngırdak bayramda satılır.
Çiftçilik, eşeğin kuyruğuna benzer, ne uzar ne kısalır.
Çingene ciğer pişirir, yemeden karnını şişirir.
Çingenenin ipini, kendisine çektirirler.
Çingeneye beylik vermişler, önce babasını asmış.
Çok söz yalansız, çok para haramsız olmaz.
Çubuk iken çıtlamayan, hezen iken kütlemez.
Çürük iple kuyuya inilmez.
Çürük tahtaya çivi çakma.

Dağ başına harman yığına yel alır, odada savurma sel alır.
Dağ diye dangırdama, dağın kulağı vardır.
Dağda gezen kurdu görür.
Dağdan yayılan gölden sulanır.
Dağına göre kış olur.
Damdan düsenin halinden damdan düsen bilir.
Dan din desen oynar.
Danışan dağı asmış, danışmayan düz yolda şaşmış.
Davacısı kadı olanın, yardımcısı Allah olsun.
Davul bile dengi dengine çalar.
Davulu görür oynar, mihribanı görür ağlar.
Dede çağla yese, torunun dişi kamaşır.
Dediğim dedik, çaldığım düdük.
Değirmen iki tastan, muhabbet iki bastan.
Dek duranın devesi ölmez.
Deli deliyi görünce değneğini saklar.
Deli dersin deli, veli dersin veli olur.
Deli ile devletli bildiğini işler.
Deli ineğin akilli buzağısı olmaz.
Deli, deliden hoşlanır.
Deli, deliyi görünce değneğini saklar.
Deliyle çıkma yola, ya sağa saparsın ya sola.
Demir nemden insan gamdan cürür
Demirden korkan trene binmez.
Dert ağlatır, âşık söyletir.
Dert derdi acar.
Dert saklayınca kalır.
Deveye oyna demişler, dokuz kazan süt devirmiş.
Deveye sormuşlar: “Neden boynun eğri?’’ Nerem doğru ki? Demiş.
Deveye “inişi mi seversin, yokuşu mu” demişler, “Düz yere kıran mı girdi?” Demiş.
Deveyi hendekten atlatan, bir tutam ottur.
Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.
Dibi görünmeyen kaptan su içilmez
Dibi görünmeyen kuyudan su içilmez.
Dilencinin torbası dolmaz
Dileyen Leylasını da bulur, Mevlasını da.
Dilim dilim dilim etti benim dilim.
Dilim senden çektiğim zulüm.
Dilin kendi küçük, cürümü büyüktür.
Dirlik olmayan yerde varlık olmaz.
Dişini gösteren it ısırmaz.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Doğruluk minarede kalmış.
Domuzu vurmuşlar kanı ormana yayılmış.
Dost yoluna post olmalı.
Dostluk başka alışveriş baksa.
Dönen değirmenin ağzına necaset atılmaz.
Döven öküzünün ağzı bağlanmaz.
Düğün olur iki kişiye, tasası düşer deli komşuya.
Düşenin dostu olmaz
Düşmez kalkmaz bir ALLAH.
Düşünmeden çis yapmaya oturan, çömüdü çömüdü taş atar.

Ecel geldi baş ağrısı bahane.
Eceli gelen it, cami duvarına işer.
Eceli gelen köpek, cami duvarına siyer.
Ekmeden biçmek Allah’a mahsustur.
Ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver.
El adama akıl verirde ekmek vermez.
El adamı var sever, er adamı sağ sever.
El adamın düşünü azdırır ama çimecek su vermez.
El adamın düşünü azdırırda suyunu ısıtmaz.
El ağzına bakan, avradını tez boşar.
El atına binen çabuk iner.
El ayranı ciğer soğutmaz.
El elden üstündür
El eli yur, el de döner yüzü yur.
El elin aynasıdır.
El elin nesine? Gülerek gider yaşına.
El eliyle yılan tut, bir ucunu yalan tut.
El gömleği ile gerdeğe girilmez.
El gör elini beğen, harman gör yelini beğen.
El işlerse ağız gevişler.
El yumruğunu yemeyen, kendi yumruğunu balyoz zanneder.
El, elin eşeğini türkü söyleyerek arar.
Elden ekmek yiyen yolda acıkır.
Elden gelen elli gün gitmez.
Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde gelmez.
Ele değen saman çuvalına da değer.
Ele verir talkını, kendi tutar salkımı.
Elin iyisinden, kendi kötümüz yeğdir.
Elti eltiyle iyi olsa da bohçası hamamda çekişir.
Emanet ata binen tez iner.
Emanet atın kuskunu yokuşta kopar.
Emanetin bağrı yufka olur.
Er dayıya, kız ebeye çekermiş.
Er dediğin oturunca bucağa, çekince kucağa yakışmalı.
Ergen gözü ile kız alma, gece gözü ile bez alma.
Erkek tazıya çul dayanmaz.
Eşeğe binen osuruğuna katlanır.
Eşeğe gerdan kır demişler, zartadan osurmuş.
Eşeğini satan çüüşş demeden kurtulur.
Eşek eşeği öndüçlü kaşır.
Eşek tavlanmakla eşeklikten kurtulmaz.
Eski camlar bardak oldu.
Eskisi olmayanın yenisi olmaz.
Eskiye rağbet olsaydı, bitpazarına nur yağardı.
Eşeğe cilve yap demişler, tutmuş çifte atmış.
Eşeği süren, osuruğuna katlanır.
Eşeğin yoksa enişten de mi yok?
Et tırnaktan ayrılmaz.
Etme kulum bulursun, inileme ölürsün.
Evden kedi gitse yeri belli olur.

Fakiri dövme, üstünü yırt.
Fakirleri, hakir görme.
Fare çıktığı deliği bilir.
Fare olmadan çuval delinmez.
Fazla yüksekten atma, insanı uçuruma düşürür.
Fukaranın şaşkını, beyaz giyer kış günü.
Fukaranın tavuğu, tek yumurtlar.

Gailesiz baş yerin altında.
Gardaş gardaşı atar, yar başında tutar.
Garip hırsızlığa çıksa, ay ilk aksamdan doğar.
Garip itin kuyruğu döşünde gerek.
Garip kuşun yuvasını Allah yapar.
Gavura kızıp oruç yeme.
Gavurun ekmeğini yiyen, gavurun kılıcını çalar.
Gayret ve sebat her zorluğu yener.
Geç olsun güç olmasın.
Gelin ata binmiş, gör nereye inmiş.
Gelin atta, kısmeti yâdda.
Gelini bindirmişler deveye, gör kısmet nereye.
Gençliğinde oynamadık tay olmaz.
Gençlikte kazan, kocalıkta ye.
Gıramınan yiyen dirheminen çıkarır.
Giden gelse dedem gelirdi.
Gökyüzünde düğün var desen, kadın merdiven kumaya kalkar.
Göl yerinden su eksik olmaz.
Göle su gelinceye kadar, kurbağanın gözü patlar.
Gönülsüz köpek kurda gitmez.
Görmediğin bir oğlu olmuş, tutmuş bacağını ayırmış.
Göz bakar can çeker.
Gurbette övünmek, hamamda türkü söylemeye benzer.
Güneş çarığı sıkar, çarık da ayağı.

Hacı hacıyı Mekke’de, gidi gidiyi tekkede bulur.
Ha sana, mesana, bütün işler kaldı bizim Hasan’a.
Hafif taşla kıç silerler, ağır taşla okka döverler.
Hak deyince akan sular durur.
Halep ordaysa, arşın burada.
Haline bakmaz hanim, duvarı atlar.
Hamama giden terler.
Hareket olmayan yerde, bereket olmaz.
Harman kabarır, sahibi kubarır, çerik getirir haberi.
Harmana giren porsuk, dirgen yemeden çıkmaz.
Harmana giren porsuk, dirgeninden korkmaz.
Has düdük kuru söğütten kavlamaz.
Hasım hasmı ateşe atar, dost başta tutar.
Hasmın karınca ise de merdane bil.
Hasta yatan değil, vadesi yeten ölür.
Hastaya çorba sorulmaz.
Hastaya kar sorulmaz.
Haydan gelen huya gider.
Haydan gelen huya gider, yelden gelen sele gider.
Hayvanın alası dışında, insanın alası içinde.
Hazıra dağ dayanmaz.
Her Ari bal yapmaz.
Her sakaldan bir tel çekseler, köseye sakal olur.
Herkes davul çalar ama çomağı makama uyduramaz.
Herkes kazandığını yese, aptal acından ölürdü.
Herkes sanatının kölesidir.
Hesapsız kasap ya bıçak kırar ya masat.
Hıyar akçesi ile alınan eşeğin ölümü sudan olur.
Hileden onsaydı fare onardı.
Hileli pazar, mideyi bozar.
Hisim ile ye, iç ama alış veriş etme.
Hizmet etmeyi öğrenmeyen efendilik edemez.
Hocanın dediğini yap yaptığını yapma.
Hop deme ile dere atlanmaz.
Horozu çok olan köyde, sabah geç olur.
Huylu domuz huyundan vazgeçmez.

Irgatın kötüsü akşama doğru kıvrar.
Irgatın kötüsü gün asarken çalışmaya başlar.
Irmaktan geçerken at değiştirilmez.
Islanmışın yağmurdan korkusu olmaz.
Isıracak it dişini göstermez.
İçi beni dışı seni yakar.
İki kaptan bir gemiyi batırır.
İnanma dayına, ekmek al yanına.
İnsan çiğ süt emmiştir.
İnsanın eti yenmez, derisi giyilmez.
İnsanın yere bakanından, suyu ağır akanından kork.
İp koptuğu yerden ulanır.
İş başa düşünce gayret dayıya düşer.
Isırgan otuyla taharet olmaz.
İşten artmaz, dişten artar.
İt halt yemeye tövbe etmez.
İt ilen sidik yarıştırmaya kalkma, kaşığını çatlatma.
İt ite buyurur, it de kuyruğuna
İt kağnı gölgesinde yatarmış da, kendi gölgem sanırmış.
İt korktuğu yere pek ürür.
İte dalanma, çalıyı dolan.
İti an, çomağı eline al.
İtin ayağını tastan esirgeme.
İtin başında tekke durmaz.
İtme el kapısını el ucuynan, iterler kapını omuz gücüynen.
İyi olacak hastanın doktor ayağına gelir.
İyi türkü kırk gün söylenir.
İki gönül bir olunca, samanlık seyran olur.
İnsan eti ağır olur.
İnsanın alacası içinde, hayvanın alacası dışında.
İslam’ın şartı beş, altıncısı insaf demişler.
İstediğini söyleyen, istemediğini işitir.
İyilik et de denize at, balık bilmezse halik bilir.
İyilik et kele, övünsün ele.

Kabahat samur kürk olsa, kimse üstüne almaz.
Kaçanın anası ağlamazmış.
Kadın vardır vezir eder, kadın vardır rezil eder.
Kafa küçük beyin boş, tut kulağından çifte koş.
Kalçalı kadından pençeli oğlan doğar.
Kalmış kağnıyı, koca öküz çeker.
Kancık yalanmayınca, erkek dolanmaz.
Kanı kanla değil suyla yıkarlar.
Kapını kitli tut, komşunu hırsız tutma.
Kar da yürür izini belli etmez.
Karakeçiyi gören tulumunca yağ sanır.
Karamanın koyunu, sonra çıkar oyunu.
Karanlıkta göz kırptığını nerden bileyim?
Karanlıkta yapılan iş alacalı olur.
Karnı doyan abdalın gözü yola bakar.
Karnin doymazsa gözün doysun.
Kart horozun ne zaman öteceği belli olmaz.
Kartala bir ok değmiş, yine kendi teleğinden.
Kasabın yağı fazla olursa üstüne başına sürer.
Katranı kaynat, olur mu şeker, cinsi bozuk cinsine çeker.
Kavun, karpuz yata yata büyür.
Kaybolan koyunun kuyruğu büyük olur.
Kaynanalı gelin hatin gelin, kaynanasız gelin odun gelin.
Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.
Kazana kulpu evde takarlar.
Kazanırsan dost kazan, düşmanı anada doğurur.
Kazanmadan kazan kaynamaz.
Keçinin boynuzu gicişince, çobanın değneğine sürünür.
Kel ölür sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur.
Kendini küçümseme.
Kimse yoğurdum ekşi demez.
Kıratın yanında eğleşen ya huyundan ya suyundan.
Kırığına güvenen ersiz kalır.
Kız anadan beller mahle gezmeyi, oğlan babadan beller yazı yazmayı.
Kızı kız iken değil, gelin iken gör, gelin iken değil, beşik başında gör.
Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla.
Koç olacak toklu koçun yanına yatar.
Koca buyruk yük değildir.
Köpek suya düşünce yüzmeyi öğrenir.
Köpekli köye değneksiz girilmez.
Köpekten toku olmaz.
Kör atin, körün reisi olur.
Köroğlunun katırı, ne vurursan götürü.
Körler memleketinde, şaşılar padişah olur.
Körünen yatan, şaşı kalkar.
Kötü kabağın, kötü dölü olur.
Kul bunalmazsa Hızır yetişmez.
Kurda ‘boynun neden kalın’ demişler, ‘kendi işimi kendim yaparım da ondan’ demiş.
Kurdu kovarken, tilkiyi uyarma.
Kurdun adı çıkmış, tilki dünyayı yıkmış.
Kurt atadan gördüğünü işler.
Kurt kocayınca köpeğin maskarası olur.
Kuş kuşun yamacında öter.
Kuzguna yavrusu şahin görünür.

Lafın iyisi kısa olur.
Lafını bilmeyen yengeyi hem kız evinden kovarlar, hem oğlan evinden.
Lodosun gözü yaşlı olur.
Mal çoğaldıkça ucuzlar.
Mal melameti örter.
Mart kapıdan baktırır, yabayı küreği yaktırır.
Mecliste dilini sofrada elini tut.
Merhametten maraz doğar.
Mermer ağ taştan, rakip iki baştan.
Meyvesiz ağacın gölgesi olmaz.
Milletinden almayan, ölürmüş illetinden.
Minare yıkılır mihrap yerinde kalır.
Minareyi çalan, kılıfını hazırlar.
Misafir kılığına göre karşılanır, sohbetine göre uğurlanır.
Mızrak çuvala sığmaz, ana gibi yar, vatan gibi diyar olmaz.
Muhanet adamı mal sahibi eder.
Namaza meyilli olmayanın, kulağı ezanda olmaz.
Nasipsiz it kurban bayramında ermeni mahallesinde gezer.
Ne kızı ver, ne dünürü küstür.
Ne umarsın bacından, bacın ölmüş acından.
Ne verirsen elinle, o gelir seninle.
Ne yavuz ol asıl, ne yavaş ol basıl.

Oğlan anasını, inek danasını bilir.
Oğlan dayıya, kız halaya çeker.
Oğlan yer oyuna gider, çoban yer koyuna gider.
Oğlunu seven hocaya vermez, kızını seven kocaya vermez.
Olanla ölene çare yoktur.
Oldu olacak, kırıldı nacak.
Ona gelince şapur şupur, bize gelince yarabbi şükür.
Orospu içerden olunca, kapı kilit tutmaz.
Osurgan böceği yavrusunu, ap apacam diye sever.
Ot kökünün üstünde biter.
Oturduğu ahir sekisi, çağırdığı İstanbul türküsü.
Oynamayan gelin, yerim dar der.

Ödünç yiyen kesesinden yer.
Öksüz güler mi, meğer yanıla.
Öksüzün yüzü küllü olur.
Öküz altında buzağı aranmaz.
Öküz öldü, ortaklık bozuldu.
Öldü dayim, kesildi payım.
Ölmüş essek kurttan korkmaz.
Ölmüş adamın cebine harçlık konmaz.
Ölmüş eşek nallı olur.
Ölü ile gelinin atı yüğrük olur.
Ölüye giden ağlar, düğüne giden oynar.
Önce bol bol yiyen, sonra bel bel bakar.
Önüm kavurga kavurur, arkam harman savurur.
Öz ağlamayınca, göz ağlamaz.

Paran gitti mi diye sormazlar, işin bitti mi diye sorarlar.
Parasız tellal bağırmaz.
Parayla imanın kimde olduğu belli olmaz.
Parmağının girmediği yere başını sokma.
Pazar kuruldu, hesap bozuldu.
Pek yaş olma sıkılırsın, pek de kuru olma kırılırsın.
Pekmezi küpten, kadını kökten al.
Perşembenin gelişi, çarşambadan bellidir.
Peşin avrat alır, veresiye ardından sövdürür.
Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.
Püf demeye dudak ister.

Rüzgâr esmeyince, yaprak oynamaz.
Rüzgâra tüküren, yüzüne tükürür.

Sabahın hayrı, akşamın şerri.
Sac sefadan, tırnak cefadan uzar.
Sac tava geldi hamur tükendi, demir tava geldi ömür tükendi.
Sağ gözün sol göze faydası olmaz.
Sağır duymaz uydururmuş.
Sahipsiz sürüyü kurt kapar.
Saire lazım olan bir sazla bir sözdür.
Sakınan göze çöp batar.
Sakla samanı gelir zamanı.
Saman elinse samanlık senin.
Samanlığı dana bitirir.
Samanlıkta iğne aranmaz.
Sana vereyim bir öğüt, kendi ununu kendin öğüt.
Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün bile kokmamış.
Sarımsağın sıkısından seyreği yeğdir.
Saygı sayana, terbiye alana göredir.
Sebepsiz kuş ötmez.
Sel gibi geldi, kum gibi kaldı.
Sel gider kumu kalır.
Sen ağa, ben ağa, bu ineği kim sağa.
Sen bilirsin deyince akan sular durur.
Sen eli görmezsin el seni görür.
Sen ölmeyince el terlemez.
Sen övme işin övsün.
Sen seni bil sen seni, sen seni bilmezsen, patlatırlar enseni.
Serçenin gönlünden şahinlik geçer.
Sev seni seveni hak ile yeksan olsa, sevme seni sevmeyeni Mısırda sultan olsa.
Seversen oğlunu sev, kız kendini sevdirir.
Seyrek git dostuna, kalksın ayaküstüne.
Sıcakla zenginden zarar gelmez.
Sırrını açma dostuna, oda söyler dostuna.
Sıcak ağıldan kuzu kaçmaz.
Sıçandan doğan kendir keser.
Sıkça varma dostuna, kalksın ayaküstüne.
Sinek pis değil, ama mide bulandırır.
Sıpalı eşek yığın dağıtır.
Sonradan görmüş, dininden dönmüş.
Sora sora Bağdat bulunur.
Sorma kişinin aslini, sohbetinden bellidir.
Su akarken, testiyi doldurmalı.
Su bulanmayınca, durulmaz.
Su geldi teyemmüm bozuldu.
Sucu gelin etmişler, güveyi duran olmamış
Susuzluğundan yayılmaz.
Suyun durgun akanından, insanin yere bakanından kork.
Sükût, ikrardan gelir.
Sürüden ayrılanı, kurtlar yer.
Sütlü koyunu sürüden ayırmazlar.
Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer.

Şahin küçüktür ama turnayı gökten indirir.
Şeyh uçmaz, müridi uçurur.
Şeytan eniğini yitirse bulamaz.
Şeytanın dostluğu darağacına kadardır.
Şimşek çakmadan, gök gürlemez.

Tanesiz as olmaz, kaygısız baş olmaz.
Tarla alırsan bozdan, avrat alırsan kızdan al.
Tarla taşlı, söz yamaçlı olur.
Tarlanın taşlısı, kadının saçlısı makbuldür.
Tarlanın taşlısı kızın kaşlısı.
Tarlayı taşlı, kızı kardeşli yerden al.
Tas olda bas yar.
Taşıma su ile değirmen dönmez.
Taş kayadan koparsa yosun tutmaz.
Taş yerinde ağırdır.
Tat kızın dilinden anası anlar.
Tatlıya yakışmaz soğan, dayısını beğenmez yeğen.
Tavuğu seyretmeli ama ağzını açtırmamalı.
Tay at oluncaya kadar habini mevt olur.
Tazısız ava giden, tavşansız eve döner.
Tekkeyi bekleyen, çorbayı içer.
Tembele iş buyur, sana akıl öğretsin.
Temiz dereden pis su akmaz.
Terzi kendi söküğünü dikmez.
Terzinin eteği delik olur.
Teşbihte (temsilde) hata olmaz.
Tevekkelinin gemisi batmaz.
Tilki tilkiliğini bildirinceye kadar post elden gider.
Tilkini dönüp geleceği yer kürkçü dükkânı.
Tıngırdamadık tencere olmaz.
Tırnak cefadan, sac sefadan uzar.
Toku gönüllemek zor olur.
Tosbağa yumurtadan çıkmış, kabuğunu beğenmemiş.
Türk ‘poh poh’tan, şehirli ‘peh peh’ten hoşlanır.

Ucuz sirke baldan tatlıdır.
Ucuzdur var bir illeti, pahalıdır var bir hikmeti.
Ulu sözü tutmayan, uluya uluya dağda kalır.
Ummadığın taş baş yarar.
Unu eledik, eleği duvara astık.
Ustamın adi hıdır, elimden gelen budur.
Utananın oğlu kızı olmamış.
Uyuz itte gümüş kaşağı aranmaz.
Uyuzlu keci, kör tekenin akranı olur.

Ürümesini bilmeyen it, sürüye kurt getirir.
Üşenenin oğlu, kızı olmaz.
Üvey öz olmaz, kemha bez olmaz.
Üzüm üzüme baka baka kararır.
Üzümünü ye bağını sorma.

Vakitsiz açan gül tez solar.
Vardığın yer kör ise bir gözünü kapat.
Varlık deşindirir, yokluk düşündürür.
Veren el, alan elden revadır.
Vücut kocar, gönül kocamaz.

Ya bu deveyi güdeceksin, yâda bu diyardan gideceksin.
Yabancı koyun kenara yatar.
Yağ yiyen it yüzünden belli olur.
Yağmur yağar, yarıklar kapanır.
Yakına erinen, uzağa yorulur.
Yalanla iman bir arada bulunmaz.
Yan yatan da, yer bir ekmek çamura batanda.
Yangına körükle gider
Yanık yerin otu, tez biter.
Yara gider, yeri gitmez.
Yarası olan gocunur.
Yarım elma, gönül alma.
Yarım hekim candan, yarım imam dinden eder.
Yarınki kazdan, bugünkü tavuk yeğdir.
Yarım doktor candan, yarım iman dinden eder.
Yarış atı çifte koşulmaz.
Yaş kesen, baş keser.
Yaşın yanında kuruda yanar.
Yatanın, yürüyene borcu vardır.
Yavaş atın çiftesi pek olur.
Yavuz atin yarası eksik olmaz.
Yavuz it ününü kendi arttırır.
Yavuz itin yarası eksik olmaz.
Yaz gününün yağmuruna güvenilmez.
Yaza çıkardım danayı, beğenmez oldu anayı.
Yazın başı pişenin, kışın aşı pişer.
Yazın boku kışa katık olur.
Yazın gezeni, kışın bünelek tutar.
Yazın gölge hoş, kışın çuval bos.
Yazın yasa, kisin tasa oturulmaz.
Yedir beni, öveyim seni.
Yel eserken, harmanini savur.
Yerli kaya yerinden oynamaz.
Yılanı deri değiştirirken göremezsin.
Yiğidin anası tez ağlar.
Yiğit at yemini artırır.
Yokuş dibinde öküz yemlenmez.
Yol calisiz el delisiz olmaz.
Yol kenarındaki meyve ile hancının kızı çabuk olgunlaşır.
Yolcu yolunu bulur.
Yolda binen, belde iner.
Yoldan önce arkadaşını, evden önce komşunu seç.
Yörük sırtından kurban keser.
Yumulan gözün hatırı sayılmaz.
Yumurtada tüy bitmez.
Yük altında eşek anırmaz.
Yüz verdik astarını ister.

Zahmetsiz rahmet olmaz.
Zaman sana uymazsa, sen zamana uy.
Zemheride yoğurt isteyen, cebinde bir inek taşır.
Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır.
Zengine bir kıvılcım, güzele bir sivilce yetermiş.
Zenginin horozu bile yumurtlar.
Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar.
Zenginin mali dağdan aşar, fakirin eşeği yoldan şaşar.
Zenginin mali züğürdün çenesini yorar.
Zor kapıdan girerse, şeriat bacadan çıkar.
Züğürt olup düşünmektense, uyuz olup kaşınmak yeğdir.
Zürafenın düşkünü, beyaz giyer kış günü.

 

 
 
  Bugün 13 ziyaretçi (14 klik) kişi burdaydı!

 
 





Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol